Ölümcül bir hastalığa yakalanan ve artık hayatının son günlerini yaşayan 18 yaşındaki öksüz genç kız Mia, içinde taşıdığı son arzuyu gerçekleştirmeye karar verir. Bunun için Avrupa'ya giderek, biyolojik annesini bulup geçmişi hakkında daha fazla bilgi edinmeye ve hatta onunla tanışmayı düşünmektedir. Ancak içindeki ölümcül hastalığın getirdiği kırılganlıkla, tek başına bu zorlu yolculuğa çıkmak ona güç gelir.
Umutlarını yitirmeye başlamışken, kaderiyle kesişecek olan iyi kalpli bir genç adam olan Kyle ile tanışır. Başlangıçta zıt karakterleri olduğu için her konuda ters düşerler. Fakat Mia'nın kararlılığı ve içinde taşıdığı hayat dolu enerji, Kyle'yi etkiler. Birlikte geçirdikleri zaman, aralarında güçlü bir bağ oluşmasına sebep olur. Mia, hayatındaki son dileğini gerçekleştirebilmek için Kyle'ı yanına çağırır ve onu, bu önemli ve duygu yüklü yolculuğunda kendisine eşlik etmesi için ikna eder. İkilinin birlikte çıktıkları bu yolculuk, sadece Avrupa'nın büyülü atmosferini keşfetmekle kalmaz, aynı zamanda içsel bir yolculuğa da dönüşür.